24 Mayıs 2010 Pazartesi

MÜDÜR

Sabah anne, oğlunun odasına girdi ve onu uyandırdı.

"Haydi oğlum, uyan artık. Okula geç kalacaksın..."

Oğlu, yarı açık gözlerle annesine baktı ve uykulu bir sesle, "Anne, bugün okula gitmek istemiyorum," dedi.

Anne, oğlunun isteğine karşı çıktı: "Okula neden gitmek istemiyormuşsun bakayım?" dedi. "İki ciddi neden söyle bana..."

Oğlu bir yandan esnerken, bir yandan da annesini yanıtladı: "Okuldaki tüm öğretmenler benden nefret ediyorlar, biiir... Tüm öğrenciler de nefret ediyorlar, ikiii... Bu iki ciddi nedenim yeter mi, anne?"

22 Mayıs 2010 Cumartesi

                   YAZ GELDİ ;


                                      HERKESİ İLGİLENDİREBİLİR?



Arabaya biner binmez klimanin nicin hemen acilmamasi gerektigi teknik bilgilerle aciklanmis.. .


Do not turn on A/C immediately as soon as you enter the car!

Arabaya biner binmez hemen klimayı açmayınız!


Please open the windows after you enter your car and do not turn ON the air-conditioning immediately. According to a research done, the car dashboard, sofa, air freshener emits Benzene, a Cancer causing toxin (carcinogen- take note of the heated plastic smell in your car). In addition to causing cancer, it poisons your bones, causes anemia, and reduces white blood cells. Prolonged exposure will cause Leukemia, increasing the risk of cancer may also cause miscarriage.



Arabanıza bindikten sonra lütfen camlarınzı açınız ve hemen klimayı açmayınız. Yapılan bir araştırmaya göre, arabanın gösterge paneli, koltuğu , Benzen yayan hava temizleyicileri (araba kokuları), Kansere s ebep olan bir zehirdir (kanserojen - arabanız içinde ısınmış plastiklerin solunması olarak not alınmıştır). Kanser sebebine ilave olarak, kemiklerinizi zehirler, kansızlığa ve lösemiye sebep olur. Kanser riskinin artması ayrıca hamile bayanlarda düşüğe de neden olabilir.

20 Mayıs 2010 Perşembe

DUT AĞACI VE AŞK

Bir zamanlar birbirlerine âşık iki genç vardı.

Kızın adı Tispe, delikanlının ki, Piremus idi.

Yan yana evlerde otururlardı; birlikte büyüdüler ve çocukluklarından beri birbirlerine âşıktılar. Aileleri bu aşka karşıydı. Ama onlar, bu derin sevgiden vazgeçemiyorlardı . Bir gece, gizlice ormandaki ağacın altında buluşmaya karar verdiler. Tispe, ağaca Piremus'tan önce varmıştı. Uzaktan ağzından kanlar akan kocaman bir aslan gördü. Korktu; hemen yakındaki bir mağaraya saklandı. Ama koşarken boynundaki eşarbı düşürmüştü. O sırada Piremus geldi. Kocaman aslan, biricik sevgilisi Tispe'nin eşarbını parçalıyordu. Tispe'nin öldüğünü düşündü; onsuz yaşayamazdı. Belinden hançerini çıkardı ve göğsüne sapladı. Cansız bedeni kanlar içinde yere düştü. Tispe korkusunu yendi; mağaradan çıktı. Ağacın altına geldiğinde o korkunç sahneyle karşı karşıya geldi. Piremus'un cansız bedeni yerdeydi; elinde Tispe'nin düşürdüğü eşarbını tutuyordu. Piremus'un, kendisinin öldüğünü sanıp, canına kıydığını anladı. Bir an bile düşünmeden hançeri alıp göğsüne sapladı. Ölüm bile onları ayıramadı. Bedeni, Piremus'un vücudunun üzerine düştü.

18 Mayıs 2010 Salı

LAV PÜSKÜRTMEYE BAŞLAYAN YANARDAĞDAN GÖRÜNTÜLER












SWEET BLOG ÖDÜLÜM

Sekerperisi Serpil http://sekerperisi-serrpil.blogspot.com/ beni bu ödüle layık görmüşler çok çok teşekkür ediyorum kendilerine...
Bu ödülü aldıktan sonra 10 arkadşımızla paylaşmamız gerkiyormuş.Ben beni izleyen tüm arkadaşlarımla paylaşmak istiyorum kızmazsanız.
Sevgili Mine Ergül ve Kekcafe 'nin adreslerini bulamadım bilen varsa yardımcı olusa sevinirim.Herkese kucak dolusu sevgiler ve öpücüks.